Üniversitemiz Kezer yerleşkesinde gerçekleşen açıklamaya Rektörümüz Prof. Dr. Nihat ŞINDAK, Üniversite üst yönetimimiz, akademik ve idari personel, çok sayıda öğrenci ve basın mensupları katıldı. Basın bildirisini Öğretim üyemiz Doç. Dr. Emrah İstek okudu.
Basın bildirisinden sonra Rektörümüz Prof. Dr. Nihat ŞINDAK yaptığı açıklamada İsrail devletini kınarken, Filistinli kardeşlerimizden şehit olanlara rahmet, yaralılara acil şifalar diledi. Bu zulmün biran önce bitmesi gerektiğini belirtti.
BİLDİRİ METNİ
Değerli Basın Mensupları,
Bugün burada sizlerle yaptığımız bu
basın açıklaması, Siirt Üniversitesi olarak Gazze halkının yanında olduğumuzu
gösterme amaçlıdır. 8 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşananlar, sadece İslam
camiasını değil, insanlığın onurunu, şerefini ve izzetini de ayaklar altına
alındığının en bariz göstergesidir. Açık ve net olarak belirtmek isteriz ki
İsrail Terör Devleti, Gazze’de bir soykırım uygulamaktadır. Masum çocukları,
savunmasız kadınları ve beli bükülmüş yaşlıları öldürmek, hiçbir insani
ölçütlerle açıklanamaz. Yaşananların daha acısı, bu hâdiselerin tüm dünyanın
gözü önünde olmasıdır.
Gazze Soykırımının başlamasından bu
yana 53 gün geçti. İsrail tarafından uygulanan işgal, gün geçtikçe daha
acımasız bir hale büründü. Öyle ki Gazzeli bir annenin, “acının her
türlüsünü tattık, Rabbim; canımızdan, evladımızdan senin için vazgeçtik, bizden
razı mısın?” Diye sorması yüreklerimizi dağladı. 80’lik dedenin “oğlum
Yasin, Rasulullah’a söyle, de ki senin ümmetin bizi yalnız bıraktı” sözü boğazımızda
yutamadığımız bir düğüm olarak kaldı. Ve şu an her ne kadar geçici bir ateşkes
ilan edilse de, barış müzakerelerinin yapıldığı ilk saatlerde bile İsrail’in
birçok noktayı bombaladığına hepimiz şahit olduk. O nedenle biz bilim insanları,
geçici değil kalıcı bir ateşkes olmasını ve Filistin’in özgürlüğüne kavuşmasını
istiyoruz.
Siirt Üniversitesi akademisyenleri, idari
personeli ve öğrencileri olarak bizler, sadece İsrail’in Gazze’ye yönelik
saldırılarını kınamak için bir araya gelmedik. Bu hareketimizin toplumun tüm
eğitimli kitlelerini ayağa kaldırmak için bir vesile olmasını istedik. Zira
İsrailli aşırı sağcı bir bakanın “Gazze’ye nükleer bomba atılma olasılığı
var” söylemini duyduk ve işittik. Bu nedenle Filistin topraklarında daha
elim hadiselerin olmaması için şu an burada olduğu gibi sesimizin daha gür,
safımızın daha belli, irademizin daha sağlam olması gerekmektedir. Ve bizim bu
ilkeli duruşumuzun sadece bu katliamda değil, gelecekteki muhtemel savaş ve katliamlarını
da önleyici bir nitelikte olması gerekir.
Bugün aramızda hekimler, mühendisler,
sosyologlar, ilahiyatçılar, eğitimciler var. Gazze’de de bu mesleklere sahip
insanlar vardı. En kutsal mesleklerden olan hekimliğin en zor hallerini onlar
yaşadılar. Anestezi uygulamadan, daha küçücük bir çocuğun bacağının kesilmesi;
bir doktor annenin yaralıların tedavisi ile ilgilenirken kendi kızının sedye
ile götürüldüğünü görmesi; başka bir hekimin “artık yardımlarınız çok
gecikti, sizin yardımlarınız ancak mezar taşlarımıza gelecek” diyerek
bizlere sitem etmesi, bu mesleğin kaldırabileceği acılar değildir. Tıbbi
malzeme ve ilaç kıtlığının yanı sıra sağlık personeli, hastalar ve yaralılar
için büyük miktarlarda yiyecek ve içeceğe ihtiyaçları olduklarını defalarca
söylediler. Uluslararası yardım kuruluşları bölgeye insani yardım sokmaya
çalışırken İsrail; Şifa Hastanesi, el-Baptist Hastanesi, Nasr Çocuk Hastanesi,
Rantisi Hastanesi, Ruh Sağlığı Hastanesi ve Göz Hastanesi’nde yaşama tutunmaya
çalışan geneli çocuk ve kadın binlerce kişiyi katletti. Anneler ve babalar
çocuklarının paramparça olan cesetlerini toplayıp poşetlere koyarak defnetmek
zorunda kaldılar. Görüldüğü üzere, karşımızda uluslararası hukuku tanımayan,
gözü dönmüş, cani bir düşman var.
Bugün bizlerin arasında eğitimciler ve
öğrencileri var. Çocukların en mutlu
oldukları okullar, bugün onların cenazesi ile doldu. Eğitim yapılamaz hale
geldi ve okullar belirsiz bir zamana kadar kapandı, evlerinden çıkarılan halka
bir sığınak oldu. Ama İsrail, buradaki Filistinlileri de en acımasız şekilde
bombaladı.
Aramızda sosyologlar, ilahiyatçılar
ve sanatkârlar var. Toplumu iyileştirmek, maddi ve manevi destekte bulunmak
üzere yemin eden hocalarımız, Gazze’de yaşananları anlatabilecek veya
tanımlayabilecek bir kavram bulamadı. Gazzeli Kardeşlerimizin, ölümden
korkmamaları, ölümü kendi benliklerinde öldürmeleri, Allah’a sonsuz
teslimiyetleri ve şehadet arzuları, literatüre geçecek kadar muazzamdı.
On yıllardır adeta bir açık hava
hapishanesinde suçlu olmadıkları halde mahkûm bırakılan Gazzeliler için
hazırlanan plan, her durumda onların öldürülmesiydi. Gazzelilerin güvenli
bölgeye geçmelerini istediler. Ancak daha yolda iken birçok Filistinliyi
öldürmekten çekinmediler. Ayrıca Gazze Katliamı bize gösterdi ki, bu bir ölüm
kalım meselesi değil, haç ile birlikte siyonun ve hilalin süregelen
mücadelesidir. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere maalesef tüm uluslararası
kuruluşlar ve Devletler İsrail’in insanlık ve savaş suçu olan bu politikalarına
kayıtsız ve sessiz kaldı. Onların bu suskunluğu, bizim ise bir arada
olamayışımız bebeklerin kundaklarında, annelerinin kucağında hatta ve hatta
annelerinin karnında bombalanarak katledilmesine yol açtı. Tüm bilim camiasının
insanlığı kurtarmak için ard arda buluşlar ve deneyler yaparken, mevcut
insanlığın ölmemesi için bir şeyler yapmayı reddetmesi şaşırtıcıdır. Bu nedenle
Siirt üniversitesi akademisyenleri, idari personeli ve öğrencileri olarak
bizler, bugün bir araya gelişimizin tarihe bir not olarak düşmesini istedik.
Ve bizler, bu kayıtsızlığı ve
sessizliği asla ve asla kabul etmiyoruz. Biliyoruz ki, Siyonist ve emperyal
zihniyetin tuzağına düşmek istemiyorsak şu an birlik olmalı ve tüm kalbimizle
Filistin’e destek olmalıyız. Zira bu
zulüm ve katliama tepki göstermek, bu katliamın failleriyle ve destekçileriyle
her alanda mücadele etmek vicdan sahibi herkesin boynunun borcudur. Özgür
Filistin için her birimiz taşın altına elini koyarak daha sonuç verici eylemler
yürütmeliyiz. Birçok farklı dilde yayınlar yaparak bu soykırımı unutturmamalı
ve bir daha bu tür acıların yaşanmaması için elimizden geleni yapmalıyız.
Siirt Üniversitesi mensupları olarak
bizler, Gazze’de yaşanan ve tarihte eşi benzeri olmayan bu vahşeti durdurmak
için dünya parlamentolarını, uluslararası toplum ve kuruluşları ve tüm
insanlığı harekete geçmeye davet ediyoruz. Bu arada karınca misali saflarımızın
belli olması ve kardeşlerimizi yakan ateşi söndürmek için Siirt Üniversitesi
Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile İktisadi İşletme bünyesindeki tüm
tesislerde İsrail menşeli ürünlerin ve İsrail’e destek verdiği bilinen
markaların satışını durdurduğumuzu sizler aracılığıyla tüm kamuoyuna bir kez daha
deklere ediyoruz.
Siyonist İsrail’in hukuk tanımayan bu
vahşetini bizler unutsak da tarih unutmayacaktır. Tarihi susturmaya ya da
çarpıtmaya çalışsalar da hakikat susmayacaktır, o da lâl olsa, vicdanların
sesinden kurtulamayacaklar ve daha önemlisi Allah’ın azabından
kaçamayacaklardır.
Siirt Üniversitesi Hocaları,
idarecileri ve öğrencileri olarak bizler, Gazze’ye yönelik orantısız ve her
türlü insanî ve ahlakî temelden uzak, barbarca saldırıların karşısında olmaya
devam edeceğiz. Buradan, evliyalar diyarı Siirt’ten tüm dünyaya sesleniyoruz.
Bu ağır insanlık suçunun ateşinin adım adım tüm dünyayı sarmasına, insanı insan
yapan her ne varsa teker teker, saniye saniye çürütüp öğütmesine izin
vermeyeceğiz. Hep birlikte, özgür Filistin için çağrımızı küresel alanda
yaygınlaştıracağımızı, insanlık ve barış adına, daha mutlu çocuklar ve huzurlu
anneler adına, gözleri ışıldayan babalar adına bu mücadelemizi devam
ettireceğimizi tüm kamuoyuna bildirmek isteriz.
Evet, hep birlikte Gazze’de yaşanan
soykırıma dur diyoruz, yarın değil, hemen şimdi… İnsanlık adına, bir insan olarak,
mahlûkatın en şerefli varlığı olarak şerefimizi, izzetimizi kaybetmeden
insanlık için ayağa kalkıyoruz…
Saldırılarda hayatlarını kaybeden tüm
Filistinli kardeşlerimize rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Bugün burada bulunan tüm
hocalarımıza, idari personelimize, öğrencilerimize, basın mensuplarına ve bu
tarihi ana şahitlik eden herkese katılımlarından dolayı teşekkür ederiz.